Güzün Adı - Bölüm 10
![]() |
‘’Nastasia,
Kızıl Düşüm, hasretim, sevgilim…
Rüzgâr haylaz bir çocuk gibi anılarımızı yüzüme çarpıyor son günlerde; benimse herkesten nefret eden huysuz bir ihtiyardan farkım kalmadı: aksi, ruhsuz, içindeki yalnızlık sokağa kadar taşıp duran bir gölge. Yaşamaya da ölmeye de geç kaldım…
Yaşlı bir Berberi Dervişi demişti ki: "Altmış yıl savaştım, çoğu adını bile bilmediğim topraklarda geçti. Hiçbir savaş yarası, sevgiliyle geçen özgür zamanların anısı kadar yaralamadı bedenimi ve ruhumu.". Haklıydı. Ne yazık ki...
Bu, sebebi de sonu da belirsiz olan savaşın en kötü yanı; geçmişten kalan güzel anları bozuk bir film makarası gibi tekrar tekrar gözümün önüne getirmesi. Ne ölüm korkusu sarıyor artık bedenimi, ne de esir düşüp işkencelerde sürünme tedirginliği. Kahretsin, zamanı meçhul bir saatli bomba gibiyim. Göğsümü çatlatan bu hasretle infilak edeceğim ilk yağmurda. Keşke her şeyi bırakıp gelebilsem yanına. Keşke.
Karamsar olmama kızıyorsun, biliyorum. Ancak yırtıp atamıyorum üstümdeki örtüyü. Altında eziliyorum bu döngünün. Elbruz’a zincirlenen ben miyim, yoksa o zincirin kendisi mi oldum? Umudumu her geçen gün biraz daha kaybediyorum.
Nastasia, kızıl düşüm…
Bir ışık yak benim için. Varsın sonu koca bir orman yangını olsun… Bir ışık yak ki, ciğerime kadar dolan bu karanlıkta yolumu kaybetmeyeyim...
S…’’
Bulut Seyyahı / Güzün Adı - Bölüm 10
Yorumlar
Yorum Gönder